- gevşemiş
лэнлагъэ, къэлэнлагъ, тIэсхъагъэ
Турецко-адыгский словарь. - Майкоп, Адыгейское книжное издательство.. ТIэшъу Ясин (Mehmet Yasin Celikkıran). 1991.
gevşemiş
Смотреть что такое "gevşemiş" в других словарях:
gevşek — sf., ği 1) Sıkı veya gergin olmayan, gevşemiş olan Bizim dost, gevşek kravatıyla, çözük yakasını şöyle bir okşadı. Ç. Altan 2) mec. Cansız, hareketsiz, iradesiz 3) zf., mec. İlgisiz, kayıtsız bir biçimde Bu konuda gevşek davranırsanız periler… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kağşak — sf., ğı, hlk. Eskimiş, gevşemiş, dağılmaya yüz tutmuş (eşya, yapı) Kağşak sandalyede rahat edilmez … Çağatay Osmanlı Sözlük
kararlı — sf. 1) Kesin karar vermiş olan 2) Kararında direnen, kararını değiştirmeyen Eskiden çok kararlıyken şimdi gevşemiş gibi idi. M. Ş. Esendal 3) Düzenli, dengeli, ölçülü, istikrarlı Birleşik Sözler kararlı dalga kararlı denge … Çağatay Osmanlı Sözlük
kavlak — sf., ğı 1) Kabuğu dökülmüş Kavlak bir ağaç. 2) Güneşten derisi soyulan (kimse) 3) is., mdn. Yer altı boşluklarının tavan ve yan duvarlarında bulunan gevşemiş veya düşebilir kaya parçası … Çağatay Osmanlı Sözlük
laçka — is., den., İt. lascia 1) Gemi halatının gevşetilip boşa bırakılması 2) sf., mec. Gevşemiş, verimsiz duruma gelmiş, düzeni bozulmuş Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller laçka etmek laçka olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
vıcık — sf., ğı Sulanarak kıvamı gevşemiş, yumuşamış Birleşik Sözler vıcık vıcık … Çağatay Osmanlı Sözlük
vıcık vıcık — sf. 1) Kıvamı çok gevşemiş, yumuşamış, sulu Pençesiz pabuçların içinde vıcık vıcık olmuş çoraplar. T. Buğra 2) mec. Ciddi olmayan, özden yoksun olan, değersiz … Çağatay Osmanlı Sözlük
zangırdamak — nsz Güçlü bir ses çıkararak titremek veya sallanmak Gevşemiş çerçeveler, dışarıdan yumrukla vuruluyormuş gibi zangırdar. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
falso vermek — 1) bozulmaya yüz tutmak Artık İstanbul da her şey gevşemiş, falso vermişti. Ö. Seyfettin 2) açık vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
huysukma — yalavaç olmuş, gevşemiş, güvenmeme anlamında da kullanılır … Beypazari ağzindan sözcükler
